Yıllar önce erkek arkadaşım senin çantanda geçen bir korku filmi çekmek istiyorum dediğinde önce tabii ki çok güldüm. Çünkü ben kinayenin yaratıcı olanını severim. Sonra çantamda her bir şey bulamadığımda adamın bir kinaye değil, tespit yapmış olduğunu görerek direkt ciddileştim ve konuyla ilgili tribi attım. “Bi cüzdan bi cep telefonu” rahatlığının kızlara göre olmadığından girdim; olgunluk dolu yorumlarımı “sana ne” ile taçlandırarak çıktım. Öte yandan hakkını da teslim etmek gerekiyordu çünkü çanta büyüdükçe kaos büyüyor, küçüldükçe ise klipsi o kadar zor kapanıyor, sapları o kadar esniyordu.
Velhasıl, benim çantam kalabalık; her zaman da öyle olmuştur. Okullarımın evime hep uzak olmasından kaynaklandığını düşünüyorum biraz. Zaman zaman çantamın içinde ne olduğunun tam listesini ben bile bilmiyorum. “Şundan sende var mı? Kesin vardır” denen kişi olmak insanın koltuklarını bir yere kadar kabartıyor; kahramanımız sonraki bölümlerde bunun hiç cool olmadığına ve -yemişim coolluğu- daha önemlisi pratik olmadığına ikna oluyor.. Neyse, konuşmaktan imtina ettiğim çantamda ne var mevzunun yükselişe geçmesini şaşkınlıkla izlemeye devam edeceğime hemen ben de bir çantamda ne var yazısı paylaşmak istedim. Çünkü benim neyim eksik. Fermuarı açıyorum:
Cüzdan ( O really)
- Para: Son yılların alışkanlığı harcamaları mümkün mertebe banka kartı ile yapmak; bu şekilde daha kontrollü gidiyorum. Fakat kendimi güvende hissetmek için yanımda taşıdığım zor gün nakdi; bana cüzdanı her açtığımda kendimi altın dişli rapçi gibi hissettiriyor.
- Banka kartları ve kredi kartı: Bana farklı iş yerlerimin armağanı olan; farklı bankalardaki farklı maaş hesaplarına bağlı farklı kartlar. Herkes kendi istediği hesabı iş yerine ibraz etse olmuyor tabii. Yoksa cüttürü bankasının kartı bende ne arasın. Sadece 1 tane kredi kartı kullanıyorum; size de öyle yapmanızı tavsiye ediyorum. İnsan ödüyor onu.
- İstanbulkart ve yemek kartı: Açık ara en favori kartlarım. I love you girls.
- Loyalty (sadakat programı) kartları: Yani yüzde 2 indirim ve markanın logosu basılı bez torba karşılığında en mahrem bilgilerimizi verip aldığımız kartlar. Zamanında SMS’ler yağmur olup yağmaz, ayda yılda bir gelirken kaptırmışız telefon numarasını. Bu kartları aslında verin çocuğa oynasın çünkü artık kasada telefon numaranızı söylemeniz indirimlerden faydalanmanız için yeterli.
- KDV fişleri ve kart slipleri: Bu arkadaşlardan haftalık bir temizlikle kurtulunmadıkça çantayı ele geçirip gerçek bir korku filmine dönüştürebilirler. Eğilim, genellikle yüksek meblağlı bir alışveriş yaptıysanız onun faturasını ve slibini atamamanız yönündedir. Bu tip tavsiyeleri ayrı bir yazı konusu yapacağım gerçi ama şöyle bir çözüm önerebilirim. Aldığınız şey hediyeyse fişi ve slibi hemen atabilirsiniz, nasılsa değiştirme kartı almışsınızdır. Giyim eşyasıysa, fiş ve slibi ilk yıkamaya kadar saklayın. Yıkadınız ve bir şey olmadıysa fiş ve slibi atabilirsiniz. Yiyecekse geçmiş olsun; zaten çoktan sindirmiş ve vedalaşmışsınızdır. Atın gitsin. Elektronikse mutlaka garanti süresi de vardır. Bu gibi durumlarda en iyisi dosyalayın; cihazda bir sıkıntı çıkarsa bu arşive dönerek ilgili mercilerin başını ağrıtabilirsiniz. Bunları biriktirmenizin ana sebebi Hangover filmindeki gibi kendinizi unutma /aklınızı kaçırma ihtimaline karşılık -iş hayatında çok ekstrem ihtimaller değil- kayıp olan zaman diliminde neler yaptığınızı bulmaksa saygım var tabii. Ama ayda 2 kere uğradığın ve ticari kaydını yengenin üzerine açmış olan büfeden aldığınız fişte Fatma Gülçiçek yazacak ve siz o 12 TL’yi nerde ve nereye harcadığınızı bulamayacaksınız. Burası Vegas değil.
- Vesikalık fotoğraf – Cüzdan üreticilerinin hadlerini aşarak bizi acımasız bir seçim yapmaya zorladığı 1 adet vesikalık fotoğraf alanını kiminkiyle dolduruyorsunuz? Ben benimle. Böylece kimse “aa? Neden benimkini koymadın?” diyemiyor. Biyometrikleri Zümrüt’te çekilmiş olanın arkasına saklıyorum tabii ki, bunda sürpriz yok.
- Kartvizit: Biz susalım, kartvizitlerimiz konuşsun. Ben susmam da, kartvizit daha az konuşmamı sağlayabilir bazen, evet, ki tercih ederim. Annem kartvizitlerimi biriktiriyor. CV’mi onlara bakarak yakınlara anlatmak gibi bir huyu var (Kariyerimin birini mutlu ettiğini bilmek güzel). Bazen gün bitince kartvizitimi elime alıp adımın altında yazan titre bakıyorum, tüm bu emek ve yorgunluğa değiyor mu diye kendime soruyorum. Cevap ay başı ve ay sonu değişiyor.
Bozuk para çantası:
Sabah simitini neyle alacağız, minibüste ayakta durmaya çalışırken bir de elde yüz lira üstü mü tutacağız, taksiciden küsüratı kurtarmak için ne kullanacağız… Taşıması zor, kurşun gibi ağır..
Kalem(ler):
Siyah pilot tabir ettiğimiz kalem. Mavi pilot alternatifi. Highlighter, kurşun, toplantılar için şirketin kalemi, kurşun kalem…. Kalem kalem kalem.
Şarj aleti:
Allah sevdiği kuluna şarj aletini önce kaybettirip sonra buldururmuş olarak değişmeli bu deyim. Metroda boş koltuk bulmaktan sonra en sevdiğim şey çantamı açtığımda şarj aletimi bulmak.
Power bank:
Mucidine bol dua ettiren bir ürün daha. Şunun şurasında 2-3 sene önce hayatımıza girdi şimdi onsuz nasıl yaşıyorum diyorum. En istemeyerek paylaştığım eşyam (Şarj aletini istemedik edasıyla istedi bir de. Sevmiyorum şu herifi. Rimelimi istese bu kadar koymaz)
Deodorant:
Bunu sorgulayan olursa ben de onu sorgularım arkadaşlar, bu konuda şaka kaldırmam. Yaz- kış çantadan eksik olmaz. İş yerinde bir tane bulundur diyenler. Olacaktır mutlaka, iş yerinde de var.
Parfüm:
Çanta boyu yahu, piknik tüpü kadar cam şişeyi yanımda taşıyacak halim yok (Sanki zorda kalınca taşımadık).
E-mail çıktıları:
Bilgisayarı eve taşımak istemiyorum, çıktısını al. Gemeye ikacıya nasıl giydirmiş, sistemden silinmeden çıktısını al. Hukukçu sözleşmeye ne eklemiş çıktısını al. Kurumsal cadı olmak kolay değil.
Kitap:
Kendisine bakıp acı acı güldüğüm, kapağı açılmadan çantada yıpranan kitaplar kitaplarımız. Yakamızı hak edene kadar geçen hayatımızın ayrılmaz bir parçası iken artık çok iyi birer kitap alıcısıyız. Evdeki raflar ve baş uçlarımız okumadığımız, dizi dizi kitapla dolu.
Kulaklık:
İş yerine gidene kadar kendi klibimizi çekmemize yardımcı dış dünya soyutlayıcısı. İş yerinde ise “kimseyle konuşmak istemiyorum, yanıma bile yaklaşma, hayır sen istisna değilsin” aparatı.
Sakız:
Öğle tatilinin diyet günahı dolu yemek masalarında, alışılmışın dışına sarımsakla soğanla, lahmacunla, balıkla çıkıldığında kurtarır. Yerine göre stres topu da olur. Abartmayın, çenenizi çıkarır.
Cep telefonu:
God save the queen. Çantayı alın; telefonu bana bırakın. En çok yararlandığım aplikasyonları bir başka yazımda anlatacağım.
Makyaj çantası:
Bir başka yazı konusu daha. İkame ederek kullanabildiğim malzemeleri yanımda taşıyorum. Mesela: Yağsız yüz nemlendiricisi ( aynı zamanda makyaj bazı), bb krem, göz kalemi (eyeliner ve far), ruj (hem de allık), kapatıcı, rimel. Ek olarak vaktim olursa kullanmayı tercih ettiğim eyeliner, transparan pudra, dudak kalemi, ruj fırçası, allık fırçası, fondöten fırçası, kirpik kıvırıcı, farklı tonda allık da alıyorum. Gün içinde rujumu beğenmezsem gidip bir de Gratis’ten alıyorum.
Metre:
Aniden mobilya almaya karar verebilirim, o sepet dolaptaki o göze sığar mı bunu ölçmek isteyebilirim, ajansa logoyu ajandanın üzerine hangi büyüklükte uygulamaları gerektiğini söyleyebilirim, kimde metre var dediklerinde sesimi çıkarmayabilirim…
Diyet bisküvi:
Ne olmuş öğle tatilinde iki kürek kadar dilim pizza yemişsem. Her an tövbe edip diyete başlayabilirim. Çantada durmaktan bin parça olana kadar son kullanma tarihi de var üstelik.
Çikolata:
Bunun için hiç bir açıklamam yok.
İşte ortalama bir günde çantamda olanlar. Sizde neler var?
Çantadan çantaya transferin sırrı hiç düşünmediğiniz kadar pratik, geceden yapın ve en az 2 gün aynı çantayı kullanın. Bu arada bana eşya bağımlılığı ile gelmeyin; bunun adı bağımlılık değil neyi yanına almazsan onun lazım olacağı Murphy gerçeği.
Şuradaki 3 tel tokayı da alıp çantayı kapatıyorum. Korku filmi bitti, umarım iyi vakit geçirmişsinizdir. Kesonumu anlatmak için sabırsızlanıyorum 🙂
There are 2 comments
Merhabalar 💁 Tatile gitmeden önce yazınız benim için oldukça faydalı oldu. Çok teşekkürler. ☀️ İzninizle ben de sizinle bir tatil çantası konulu yazı paylaşmak isterim: https://www.tarz2.com/tatile-gitmeden-once-cantanizda-neler-olmali 💚
Yazılarınızın devamının gelmesi dileklerimle 🤗💐
Sevgiler 💙
Biz teşekkür ederiz:) keyifle okuduk, sevgiler