Neden evlilik ajandaları kapış kapış satılıyor ya da şu “wedding planner” lık mesleği aldı yürüdü artık biliyorum. Gününün yolla birlikte en az 10 saatini bir işverene adamış beyaz yakalı köleler için. Zamanla yarışan, sadece hafta sonu, o da peşine takılan artçı işlerle cuma günü işten çıkmadıysa, hazırlıklar için koşturan biz evlenecek masum çalışanlar için. Artık anlıyorum.
Evleniyorum!
Yanımda iki tane “to do list” taşıyorum, üzerileri fosforlu kalemlerle çizilmiş ya da yanına sonradan kısa notlar alınmış, karmaşık, sadece benim anlayabileceğim listeler. Bu “yapılacaklar listeleri” benim için çok çok kıymetli, emek verdim. Evlilik hazırlıkları ile ilgili olan çantamda ya da çekmecemde. Kahve ya da yemek molasında ortaya çıkıyor, gözden geçiriliyor ve akşam iş çıkışı yolda aranacaklar belirleniyor. Zira iş saatinde bazı arkadaşlara göze dezavantajlıyım çünkü kafamı kaldıramıyorum. İşle ilgili listem ise hep gözümün önünde. Zira bak evleniyor diye aksıyor dedirtmem.
Yan departmandaki Selin gibi değilim yani. Bilgisayarını açar açmaz mobilya, beyaz eşya ve gelinlik sitelerinde gezmeye başlar, biri yanına geldi miydi hemen alt sekmede hazırda duran excel sayfasını açar ve çalışıyormuş gibi yapar. Kankileri ile fikir teatisinde bulunur, düğüne geleceklerin listesini gün içerisindeki ruh durumuna göre sürekli revize eder. “Aaa Nermin abla bana bugün soğuk davrandı, zaten vaktim yok deyip hazırlanacak raporla ilgili bana yardım da etmedi. Çaaat sildim onu listeden, gelmesin.” Vakti yok evet, benim de yok Selin, ne yapalım gelmeyiz.
düğün, gelin ve damat için değildir.
Düğün yapmaktan son anda vazgeçtim. Bir anda yapılacaklar listesi öyle bir zıvanadan çıktı ki, aman be dedim. İsteyen aile büyüklerine de resti çektim açıkçası. Ne olduklarını şaşırdılar. Sade bir nikah, çok yakınlarla bir düğün yemeği, tamam yaaa işte bu!. Arkadaşlar! düğün, gelin ve damat için değildir. Onlar hoş geldin beş gittin derken düğün biter. Masa masa dolaşırlar ama masada ne yemek var, organizasyonu için onca uğraşılan düzenleme ve catering nasıl, bir muamma olarak kalır onlar için. Kimseye de beğendiremezsiniz bakın. Yedirir içirir yaranamazsınız. Harika olsa ne olacak? Siz hatırlamayacaksınız. Bunun yerine bütçenizi uzun bir balayına ayırabilirsiniz ve sadece ikiniz için anı biriktirebilirsiniz. Biz öyle yapacağız.
Bu kalem de çıktığına göre aradan, işler kolaylaşır sanmıştım ama sadece daha da zorlaşmamış, o kadar. Sağlık raporu için çekilen akciğer filminin raporunu illaki benim almam gerektiği saçmalığı yüzünden yarımşardan bir günüm gitti, nikah günü almak için de öğlene kadar izin aldım. Neyse ki diğer kalemleri hafta sonu halledebiliyorum. Sıkış tepiş, dinlenmeye zaman kalmıyor ama oluyor. Listelerim sağ olsun. Vakitten kazanmak için alınacakların listesini yaptım, bütçeme göre markasını modelini belirledim, web sitelerinde yer işaretleri koydum, fiyatları bütçemle kıyasladım. Aslında bir gidip alması kaldı. Uzun uzun gezmek için haftanın iki günü yetmiyor. Çünkü o iki gün, zaten bizim gibilerin rutin hayatını devam ettirebilmesi için yapılacaklarla yeterince dolu.
İlk zamanlar, anneler özellikle, sürekli mesai saatinde ararlardı beni. İşte “kızım ona baktın mı, şuna da bakıverin, yok Selman amcanları da bi ara, hem adreslerini al davetiye için hem de bir geçmiş olsun de” inanın bitmiyordu. Annem sürekli, iz peşindeki Amerikan ajanı gibi whatsapp tan mesaj yolluyor, gördüğü koltuğun, nevresimin hatta bardağın fotoğrafını çekip gönderiyordu. Mesaj: “Alayım mı?. “Hayır anneciğim alma, ben bakarım hafta sonu” dediğimde ise, “aman senin neye vaktin var bak akşam kaçlarda eve geliyorsun”…Yapmayın. Siz önce ailenizle bir netleştirin durumu. Karşınıza alın, onun yardımcı olmak istemesinin ne kadar güzel olduğunu ama iş yerindeyken odaklanamadığınızı ve zor durumda kaldığınızı anlatın. Bir de tüm eşyalarınızı kendiniz seçin derim. Sonra evinizde sizi yansıtmayan bir sürü kap kacakla baş başa kalır ve bu durumdan inanın hiç hoşlanmazsınız. Dekoratif eşyaları yavaş yavaş alın mesela, kimseye de aldırmayın.
Öğle tatilini de bazı işleriniz için kullanabilirsiniz tabii. Yakınlarda fikir alabileceğiniz, fiyat karşılaştırması yapabileceğiniz birkaç mağazaya uğrayabilir ve listenize not alıp hafta sonu değerlendirebilirsiniz.
Hediye listesi mutlaka ama mutlaka yapın. Size hediye almak isteyenler, ki umarım sorarlar size, sizin belirlediğiniz markanın beğendiğiniz modelini fiyatıyla birlikte görsünler listenizde. Bu şekilde hem eksiklerinizi tamamlamış hem de zevkinize göre evinizi dekore etmiş olursunuz.Delege etmek böyle bir şey. Kafanızdan silersiniz o eksikleri böylelikle. En önemlisi aslında, son dakikacı olmayın. Ay ay , hafta hafta plan yapın. Bazı şeyler son aya kalacak, yine üst üste gelecek ama en azından artık bunu biliyorsunuz. Bir iki yakın arkadaşınız da size destek olduğu takdirde, halledilemeyecek bir süreç değil.
Yazın son ayında evlenecek olan ben, şimdiden tüm alacaklarımı belirledim, günü aldık, gelinlik belli, nikah şekerini seçtim, davetiye belli.. Son iki ay ev tutma ev yerleştirme, eski evi kapatma, saç makyaj provası gibi yoğunlaşacağım konular olduğundan, şimdiden karar verilebilecekleri aradan çıkardım.
Dakikamız bile kıymetliyken kendimize ayırdığımız, planlı olmak zaman kazandırır.
Şimdilik bu kadar, bu süreçte illa ki bu konulara döner benim bünyem. Yazarım. Öperim.