Hiyerarşi :Makamların, rütbelerin vb. önem sırası, astlık ve üstlük düzeni, aşama gözetilerek yapılan sınıflama.
Anarşi: 1-Siyasal ve yönetimsel kurumlarda beliren güçsüzlük nedeniyle toplumda devlet denetiminin kalmaması durumu.
2-Karışıklık, düzensizlik.
Toplumsal hiyerarşi ile tanıştığımızda, daha elinde dolaptan aşırdığı şekeri gizli gizli ama keyifle yiyeceği bir köşe arayan masum birer çocuktuk. Annemiz peşimizden ne işler karıştırdığımızı keşfetmek için uygun adım gelirken “ yemekten önce şeker yenmez, tıkar seni, sonra yemek yiyemezsin, mis gibi fasulye yaptım” diye seslenir, sesi giderek yükselir ve elimizden şekeri alırdı. Otoritedir anne. Daha küçük yaştan ast üst ilişkisi ile tanıştırır bizi. Bana göre evde CEO da annedir. Baba yönetim kurulu başkanı gibidir daha çok. Sadece düzen sağlanıyor mu, bütçe iyi idare ediliyor mu, huzur ve dinginlik hakim mi eve, ona bakar. Daha doğrusu bizim zamanımızda öyleydi.
Okula başladığımızda, yine ve yine düzen sağlamak adına atanmış bir okul müdürü ve öğretmenler girdi hayatımıza. Onlar varsa sessizlik ve huzur hakimdi sınıfa/okula, yok olsalar düzen bozulur, kargaşa çıkardı. Yani anarşi. Başı boşluk.
Devlet ve askeriyedeki gibi katı ve oldukça dikey olan hiyerarşiye hiç girmiyorum bile. Olmasa ne olurduuu…Hayali, hayal gibi hayal aslında.:)
Peki ya iş hayatına ne demeli? Öğretilmiş bir ast üst ilişkisi ile büyümüş bireyler olarak kolaylıkla uyum sağlayabildiğimiz, içimize sindirdiğimiz, hatta basamak basamak yukarıya tırmanabilmek için birilerini geçmek zorunda olduğumuz –bir de yarış eklenir üzerine- bir düzen (!) . Ben o kadar benimsemişim ki, şu an acaba hiyerarşi olmasaydı ne yapardık hayal bile edemiyorum. Başı boşluk mu olurdu, yoksa daha yaratıcı ve en önemlisi daha mutlu mu olurduk…
Siz, yöneticiniz, genel müdür ve ofisboy Mahmut. Eşitsiniz. Herkes işini yapıyor. El pençe divan durmaya gerek yok, fikrinizi rahatça söyleyebiliyorsunuz zira sizi kovamaz kimse, mobbing de yapamaz, ancak saç saça baş başa girersiniz birbirinize. Anarşi? Asgari ücret yok mesela, tek bir ücret var, eşit. “Ben bugün çalışmak istemiyorum, kovan var mı? Yok mu? O zaman kib baaaayy..’’ Suistimalin daniskasını yapan bir toplumun, bedavadan yaşamaya özenen bir güruhun ekmeğine yağ hatta bal da süren bir düzen, düzensizlik.
Bazı insanlar var diye, bazı insanlar mağdur.
Kurunun yanında yaş da yanar misaliyiz.
Halbuki yalın olsa hiyerarşi, öyle diklemesine diklemesine inmese tepemize, daha yaratıcı ve daha mutlu, dolayısıyla daha sadık, dolayısıyla daha üretken/verimli…Olmaz mıydık?
Hiyerarşi zaman yönetiminin de anti tezidir. Bir imza için, bin tane egoyu yıkmanız, zorlu dehlizlerden geçerek, sadece işinizi yapma gayesiyle , en sonunda kraldan çok kralcılığın kitabını yazmış asistana ulaşmanız, onu kapattığı kahve falına bakabileceğiniz izlenimi vererek gönülden fethetmeniz ve sizi araya sıkıştırması için eh biraz da şirin olmanız gerekecektir. O asistan ki iş yerinde iyi geçinmeniz gereken sayılı kişilerdendir. (bknz: http://www.corporatewitches.com/index.php/2018/01/30/yeni-isinizde-iyi-gecinmeniz-gereken-8-kisi/ )
Bir fikrim vardı. Bunu gidip yöneticime söyledim, biraz da detay verdim. Harika dedi..Gitmiş sunmuş üst yönetime, terfi aldı. Tecrübesizdim, “ekip ruhu” yetkinliği üzerimden akıyordu, sesimi çıkarmadım. Ama biliyor musunuz hiyerarşi insana insanı öğretiyor ama ruhundan da çalıyor. Yaratıcı olduk bak hiyerarşi aldı götürdü onu. İnsanlar fikrini paylaşmayı bırakın, bilgiyi paylaşmaz oldu.
Geçmişte bir gün yine, sırf üstüm diye, eli kolu yukarılara benden daha kolay uzanıyor diye, bir adam gelip benim kuyumu kazabildi ve ne yazık ki bu kişi yeni bir iş bulmuşken sırf eski yöneticim diye bana iyi referans vermedi. Ne o? Yöneticimmiş ve benimle ilgili en doğrusunu o bilirmiş miş miş miş.
Neden öncü bazı şirketler yalın organizasyon yapısı, hiyerarşiyi azaltma çabaları içeren projeler üzerinde çalışıyor? “Şu organizasyon şemasını sağından solundan çekiştirelim bir” neden diyorlar? Çünkü artık bir de üstüne “ben özgürüm” diye dolanan bir kuşakla başa çıkmak zorundalar. Bizim gibi öğretilmiş boyun eğme değil, tamamen ruhlarından mütevellit bir anarşist düşünce yapıları var.
Hiyerarşi olmaması demek, kaos, düzensizlik ve başı boşluk mu demek şirketlerde? Hayır asla değil fikrimce. Sadece daha henüz kimsenin kafası, daha küçükken öğrenip içselleştirdiği bu yapıyı terk etme vizyonuna sahip değil. Şekli belli değil henüz anarşinin. Yani düzensizliğin nasıl düzenleneceği konusunda fikrimiz yok.
Ruhumuzda var ama bedenimize henüz sahip olamadı anarşi. Bekleyelim bakalım ama bu yazıyı okuyabiliyorsanız, ben de yazabiliyorsam, ömrümüzün yeteceğini zannetmiyorum.