Hayatında bir kere bile iş aramamış doğuştan şanslılar, şimdi anlatacaklarımı okuduğunda Şeyma Subaşı’nın “office mood” paylaşımındaki pozunu verip “aa cidden mi” bakışını atacaklardır. Uzunca bir iş arama sürecinden geçmişseniz, iş çıkış saatinde istisnasız her seferinde metrobüste oturacak yer bulan ballılardan değilseniz de, ( Çünkü bu tip şansına hayran olduklarım, iş aramaya başladıkları anda totolarını hemen bir yere koyuverirler. ) bu yazacaklarımı yaşamışsınızdır.
Öncelikle sürece sebepleri açısından bakalım. İş aramanız için ya yeni mezun olmanız, ya kariyerinizi şekillendirmek adına diğer şirketleri de görmek için bir maceraya atılmanız – ki doğru hamledir- ya da işsiz kalmış olmanız gerekli. Yoksa neden iş arayasınız, manyak değilsiniz. Neyse, baktığınızda her üçü de insandan götüren iş arama sürecinin farklı tonları.
Yeni mezunsanız siivinizi hazırlayıp, annenizin arkadaşı Selma teyzenin bankacı oğluna vermekle başlarsınız iş aramaya. Henüz daha ana kuzususunuz, aile desteği tamamen sizinle. En içten network!. İş arama motorları bile size bu denli seçenek sunmaz. Tüm iş hayatınız boyunca bir daha da böyle iyi çalışan bir ağ ile karşılaşamayacaksınız. İleriki dönemlerde göreceksiniz ki zaten işsiz kaldığınızda pek kimse kalmıyor etrafınızda o sevdiğiniz iş bağlantılarınızdan, geçmiş geçmişte kalıyor. Staj yaptıysanız da bir ihtimal ilk işinizi bulmuş olabilirsiniz. (bknz: http://www.corporatewitches.com/index.php/2018/02/19/bir-mektup-sevgili-stajyer/)
Olduğu yerde dura dura ağaçlar büyür, insanlar değil, çalışanlar hiç değil. Eskilerde kaldı artık aynı şirkette başlayıp emekli olmak. Başta macera aramak dedim ama maceralar güzeldir. Hele de mevcut bir işin varken iş aramak candır, lükstür, havalıdır. Bu süreçte siivi elden ele gezmez, gizlidir. İş arama motorlarından kendi şirketinin iikası göremeyecek şekilde ambargo koyarak, seçici davranmak suretiyle pozisyonlara başvurulur. Nasılsa işim var canımmm, daha iyisi olmadıkça neden iş değiştireyim mantığı. İş hayatına has sosyal ağlarda görülen iş ilanlarına daha temkinli yaklaşılır.Ortak bağlantılar vardır neme lazım. İş aradığı duyulan beyaz yakalı gözden çıkarılmaya mahkumdur. Her ne kadar birkaç aksi örnek görsem de (duyulunca terfi almış, maaşına zam yapılmışları da biliriz.) bunlar istisnadır. Bunlar, hani o iş çıkış saati metrobüste totosuna yer bulanlardır, bahsetmiştim.
Asıl sancıya gelirsek… İşten kovuldunuz (bknz: http://www.corporatewitches.com/index.php/2018/01/22/kovuldun/) ,istifa ettiniz tepeniz attı, iş kapandı, iş yeri kapandı, yandı bitti kül oldu vs. Bu tip durumlara hazırlıklı olabilirsiniz, cebinize üç beş kuruş sıkıştırmış olabilirler siz ayrılırken ya da ailenizle yaşıyorsunuzdur, olabilir. Ama iş arama süreci uzun sürdükçe yıkım da artacak emin olun. Düşenin dostu olmaz. Mesela;
- İş görüşmesine giderken, saça başa makyaja her seferinde servet yatırırsınız. Kaz gelecek yerden tavuk esirgememek için, her görüşme için ayrı fön parası verir, olmadığınız kadar bakımlı gezer ama sürekli harcarsınız. Aynı şirkete ikinci üçüncü defa gittiğinizde, farklı kıyafet kombinlerine ihtiyacınız olur.
- Birikim git gide erirken, standardınız düşer. Zamanınız olur ama sinema-yemek-alışveriş üçlüsünden birini seçmek durumunda kalırsınız.Süre uzadıkça evde tost yapıp, internetten dizi izleme moduna doğru yol alırsınız.
- Kovuldunuz ise, gittiğiniz iş görüşmelerinde bunu açıklarken karnınıza ağrılar girer. İstifa ettiyseniz yakarım yıkarım imajını silmek için efor sarf eder ve haklı da olsanız eski yöneticinizi ya da şirketinizi yermemeniz gerektiğinden suçu üzerinize alırsınız.
- Referans verecek kişi ile es kaza aranız iyi değil ise bittiniz. Nedense eski yöneticiniz olan kişinin hep haklı olma, sizin ise tu kaka olmanız büyük ihtimaldir. İletişimi bozuk damgasını yapıştırıverirler.
- İş arama süresi uzadıkça, aynı kalibrede iş bulmanız da zorlaşır. Ya da kabulleniş yaşar, daha az maaşa ve eski işinizden daha alt bir pozisyona razı olursunuz. Çünkü süre uzadıkça, görüşmeye gittiğiniz firmalar da sizde bir bit yeniği arar. Neden daha önce görüştüğü şirketlerden kabul görmedi ki? Defolu damgası yersiniz kısaca.
- Görüştüğünüz şirketlerin çok azı olumsuz dönüş yapar, hiçbiri neredeyse neden olumsuz olduğuna dair sebep belirtmez. “Başka bir adayla yolumuza devam etme kararı aldık” ya da “pozisyonu dondurduk” Ya görüşmediğiniz şirketler? Sadece başvuru yaptığınız şirketlerden de aynı cevabı bolca alırsınız. Beni görmedin ki daha diyesiniz gelir. Hatırlarım bir firmaya 3 kere iş görüşmesine gittim, vaka çalışmasına katıldım, İngilizce sunum hazırladım sundum, olumlu ya da olumsuz dönüş alamadığım gibi, süreci e-mail yoluyla sorduğumda yanıt dahi alamadım. Zamanımı çaldılar. Çalacaklar zamanınızı bilin.
- Süreç uzun sürüyorsa bir firma ile, sizi arada sırada arayıp şundan bundan sebep diye belirtmiyorlarsa, bilin ki “o başka aday”la flört ediyorlardır. Hani ilişkilerde de öyledir, seninle ilgilenmiyorsa ilgisini verdiği başka biri vardır. Aynen öyle. Beklemeyin, ardınıza bakmayın.
- Bir iş olacaksa bir hafta, bilemedin on gün içerisinde şekillenir. Hemen tüm görüşmelerinizi tamamlar iika. Şirket turu bile attırırlar. Yaşanmış bir hikaye hatta; arkadaşıma ilk görüşmesinde maaaş beklentisini sorup, “ama bizim ücret skalamız beklentinizin %25 fazlası” demişler. Ağzımı nasıl toplayacağımı şaşırdım dediydi. Umutsuz olmamak lazım, oluyor böyle şeyler. Hatta dezavantajınıza olan şeyler avantajınıza bile dönebilir. Son işinizden neden ayrıldığınızı anlatmakta zorlanırken, karşınızdaki sizi çoktan çözmüş olup “sizi nasıl kaçırmışlar” bile diyebilir.
Kendinizi nasıl ifade edeceğiniz çok önemli. İyi hazırlanmanız da. Ama tecrübeme dayanarak söylüyorum ki, biraz da şans lazım. Curcunada metrobüste oturacak yer bulacak kadar olmasa da, en azından ilk durakta inecek amcanın tepesinde asılı duruyor olmak ve etrafta başka yer verecek kimse olmaması kadar şans.
Eş, dost, eski iş ortaklarınız, daha önce sizinle iletişime geçmiş iika danışmanlık firmaları, eski yöneticileriniz, facebook arkadaş listeniz, iş arama motorları…Ne, kim varsa. Önce haber uçurun herkese, mevcut iş ilanlarına göz gezdirin, başvurun.
Sonra da kendinize şans dileyin.
Benden bol şans.