10 seneyi aşan bir süredir sözde kurumsal hayatta beyaz yakalarımı kirletmeden ayakta kalmaya çalışan, her geçen gün inanmadığı bir işi yaptığına daha da ikna olan biri olarak, 30 yaşımdan sonra yeni bir ben yaratma dönemindeyim. Yanlış meslek mi seçmişim acaba demeyi bırakalı çok oluyor. Plaza vari ofislerin içerisinde sıkışmış ruhuma nefes aldırmak istediğimden olsa gerek kendime kaçış planları yapıyorum. Artık yakalarımın renklenmesini her gün daha çok hayal ediyorum.
2-3 yıldır kalbimi pır pır ettiren bir hayale tutundum, gidiyorum. Kendi işimi kurma düşüncesi ofiste artık sevmediğim işimi yaparken içimi kıpır kıpır eden tek motivasyon kaynağım oluyor. Sabah kalkıp kendi işim için evden çıkmak, akşam saate bakmadan, mesai bitse de gitsek modunda olmadan hunharca çalışmak istiyorum. Beyaz yakalarımı hayallerimle boyarken hayalim için ne iş olsa yaparım modundayım. Kendi ofisimin duvarlarından, raflarına; koltuklarından, çay, kahve makinesine her şeyini tek tek keyifle oluşturmak istiyorum. İnsanların orada olmaktan mutluluk duyacağı bir ortam yaratmak istiyorum. İçeride çalacak müzikleri bile şimdiden kafamdaki playlist e ekledim. İçeri girince huzur veren, çalışmaktan da geçerken uğramaktan da keyif alınacak bir iş yeri hayaliyle yanıp tutuşuyorum.
Hayalimi gerçekleştirebilmek için yaklaşık 1 senedir çabalıyorum. Kendime ait bir işe sahip olmak için yola çıkan biri olarak, maalesef sürekli tökezlemek zorunda kaldığım anlar yaşıyorum. Sözde kurumsal olan işimde çalışırken boş anlarımda hayalim için yapabileceklerimi araştırıyor, bu doğrultuda hareket ediyorum. Bunun için çalışırken ailemin zamanından çalarak, yapmak istediğim işin püf noktalarını öğrenmek için kurslara gidiyorum. Motivasyonumu dinç tutmak için başarı hikayeleri okuyorum. Başarı hikayelerinin yanı sıra başarısızlık hikayeleri de okuyorum. Yılmamak için elimden geleni yapıyorum. İnsanların isteyince yapabileceklerini biliyorum. Ancak bazılarımızın çok çabalaması gerektiğini de yaşayarak öğreniyorum. Belki böylesi kıymetli olacaktır ama bunun hayaliyle yanıp tutuşan kalbime bunu anlatmam bazen zor oluyor.
Her gün maaş için katlanmak zorunda olduğum iş yerimde insanların nasıl daha da fazla iki yüzlü olabildiklerine, sadece kendilerini düşünebildiklerine inanamıyor ve kendimce bu sistemi reddediyorum. Bu reddedişi yapan insanları bulduğumda da içimdekileri dökmek istiyorum. Belki bir şeyleri değiştirebilecek kadar çok değiliz ama aynı bakış açısındaki kişilerle bir arada olduğunu bilmek bir arkadaşını bulmuşçasına bu sisteme en azından şimdilik katlanabilmemi sağlıyor. Kendimce ufak adımlarla girişimci olmaya çalıştığım bu yolda yaşadıklarımı paylaşarak olur da bir gün başarırsam, geçtiğim yolların engebelerinden başkaları da haberdar olsun ve yılmasınlar bakış açısıyla birkaç aydır blog dünyasına da girmiş durumdayım.
Hala çabalıyorum, yılmadan hayalim için çeşit çeşit insanla görüşmeye devam ediyorum. Kapanan her kapının arkasında kendime yeni bir kapı arıyorum. Ve hala inanıyorum ki bunu başaracağım. Hayallerimin kapsamı öyle büyük ki uluslararası arenada kendince bir kitleye hitap eden marka olana kadar da çabalayacağım.
Sevgiler,
BeyzBaby