Şirket çalışan ilişkisindeki ayrılık süreci, sevgililerin ayrılmasına çok benzer. Tarafların biri ister genellikle ama ben ayrılmak istiyorum diyen tarafın beyanı ile karşısındakinin eli kolu bağlanır. Neden der, istemez ve direnir ya da zaten ben de düşünüyordum ayrılmayı diyerek kararı sahiplenir. Deyim yerindeyse bok sürdürmez gururuna. Bazen de çok şiddetli kavga ederler, gerekli ya da gereksiz bir konudan ateşe verilir ortalık. “Gidiyorum!” “Git!” , “Ver sendeki eşyalarımı” “Al, senin süprüntülerine mi kaldım” şeklinde arkaların döner ve giderler. Bu ayrılıkların altında birçok farklı sebep yatsa da, giden gitmiş, olan olmuş ve bitmiştir.Şirket ve çalışan ikilisinde durum benzerdir ama sevgililerden farkı, pişman olmak ve dönmek istiyorum diyemezsin.
İşte bu ayrılıklardan en şaşaalısı ve aynı zamanda en alengirlisi, ikale sözleşmesi imzalanarak çalışanın ve Şirketin iş akdini sonlandırmasıdır. Taraflar birlikte karar vermiş gibi görünse de, aslında kararı Şirket vermiştir. Yoksa çalışan gidip de ben ayrılmak istiyorum, ikale sözleşmesi yapalım dese, istifa mektubunu yaz derler adama. İkale sözleşmesi, Şirketin çalışanı haklı sebep gösteremeden çıkaracağı durumlarda, dava edilme tehlikesine karşı kendisini koruma altına alma yöntemidir.
Haklı sebep gösteremeden derken, aslında bir sebep vardır tabii. Performans olabilir, işin kapanması olabilir, kaşını gözünü beğenmedim de olabilir. Ama ölçümlenemeyen ya da kanıtlanamayan bir durum varsa ortada Şirket kendi emniyet mekanizmasını yaratır. Riske girmez. Çünkü çalışma süresi 6 ayı geçmiş ise, çalışan her türlü davasını açar, büyük ihtimalle de kazanır zaten. Şirketler için, çalışanın dava açması, prestiji açısından istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle de çalışana işe iade davası açması halinde kazanacağı haklarını, peşinen vermeyi kabul eder. Yeter ki dava açma cancağızım çalışanım!
Süreç de şöyle işler genelde;
- İnsan manyakları, çalışanı izbe kuytu bir köşeye çeker, durumu anlatır, pazarlık yapar, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve 3 maaş ikramiyeden kapıyı açar.
- Çalışan şoka girmiştir, hırslanmıştır, kafasından bin bir türlü şey geçerken 4 maaş isterim diye rakamı yükseltir.
- İnsan manyağından insan kaymağına dönmüş olan işveren vekili, “öyle mi ben bir danışayım sana haber verelim deyip” toplantıya kısa bir ara verir.
- Bu arada zaten önceden hazırlanmış çıkış evrakları, revize edilir. Ya da zaten alternatifli hazırlanmıştır.
- İnsan kaymağı gelir, belgeleri çalışanın önüne koyar. İki de şahit getirir. İmzalar atılır. Bordoya, sözleşmeye, kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına, çifter nüsha olarak.
- Bu arada zaten çalışanın tüm hesapları ve şirkete giriş kartı/izni iptal edilmiştir. Turnikeden değil, yan kapıdan güvenliğin el yordamıyla çıkar.
İkale sözleşmesinde, iki tarafın da rızasıyla bu ayrılığın gerçekleştiği, alacak verecek kalmadığı, bugüne kadarki özverili çalışmalarından dolayı tazminatları dışında ikramiye ödendiği, şirkete ait bilgilerin gizliliğine çalışanın zeval vermeyeceği, verirse şirketin dava ve tazminat hakkı doğacağı yazar. Kısaca şirket kendini garantiye alırken, çalışana sus payı verdiğini belgeler.
“Çalışan, 4857 sayılı İş Kanunu madde 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay içinde işe iade davası açmalıdır.” Bu nedenle de çalışana ikale sözleşmesi imzalatılırken, bazı şirketler tarihi bir ay sonrası olarak yazar belgelere, ya da sözleşmeye meblağın yarısını bir ay sonrasında ödeyeceğini yazar. Çalışan tüm ödemeyi aldığında, zaten işe iade davası açma şansı kalmaz. Yine 21. Maddede der ki, işe iade davası çalışan lehine sonuçlandığı ve işveren bir ay içerisinde çalışanı işe başlatmadığı takdirde, 4 en az olmak üzere 8 aylık ücretine kadar çalışana tazminat öder. Yani Şirket de çalışana hiç bu zahmete katlanmamak için en başından en az 4 maaşa denk gelecek şekilde ikramiyeli allı pullu paketler hazırlar.
Tüm beyaz yakalılar bir gün bu sözleşmenin ve paketin tadına varacaktır. Etrafımda ben de dahil tatmayan kimse kalmadı. Sevdiğiniz işinizden bir anda koparılabilirsiniz. Zaten aklınıza ayrılmayı koymuşsanız da, ikale sözleşmesi piyango vurmuş gibi sevindirebilir sizi. Hani ilişkilerde de öyledir bazen. Karşı taraf sizden ayrılsın diye uğraşırsınız ve duygusal yükten sizi kurtardığı için minnettar olursunuz. Daha önce çalıştığım şirketlerden birinde, insanlar “beni de ikale sözleşmesi ile atsalar keşke” diye gocunmadan ortalık yerde söylenirlerdi. İstifa edemiyor tazminatı yakmak istemiyor haliyle. Şirket bunu fark ederse, ikale ile göndermiyor sevgili beyaz yakalı dostlarım. Sessizce kendi içinizde yaşayın bu beklentinizi.
Bu konu hakkında size bir de gerçeğinden hikaye anlatacağım ya, onu da bir sonraki yazıma sakladım. Hayattan bana, benden size. 🙂