Uzaktan çalışma uygulaması hiç bitmeyecek sandınız değil mi? İki seneden beri çoğunlukla evde, toplantıdan toplantıya belki şirkete gidip belki zoomdan, genel anlamda pijama ile günü bitirmeye alıştınız. Nisan ayı itibarıyla ise bazı şirketler tam zamanlı plaza hayatına döndü, bazıları da hibrit çalışma düzenine geçti. Hibrit yine neyse de tam zamanlı dönüş çok sancılı. Birkaç örnek cümle; “5 gün işe çağıran…
beyaz yaka
Şunun şurasında ne kadar oldu ve ben sanki hiç kurumsal hayatın beyaz yakalısı olmamışım gibi hissediyorum. İnsan kendi isteğiyle vazgeçince kolaylıkla yok sayabiliyor. Düşünürseniz bu birçok konuda geçerli olabilecek bir tespit. İstem dışı, zorlamayla yaptığınız şeyler hep içte ukde olarak kalsa da, tersi durumda tam bir arınma. Bu sabah çekirdek ailemle organize bir kaçamak yaptık. Ağaçların altında kuş sesleri eşliğinde…
10 seneyi aşan bir süredir sözde kurumsal hayatta beyaz yakalarımı kirletmeden ayakta kalmaya çalışan, her geçen gün inanmadığı bir işi yaptığına daha da ikna olan biri olarak, 30 yaşımdan sonra yeni bir ben yaratma dönemindeyim. Yanlış meslek mi seçmişim acaba demeyi bırakalı çok oluyor. Plaza vari ofislerin içerisinde sıkışmış ruhuma nefes aldırmak istediğimden olsa gerek kendime kaçış planları yapıyorum. Artık yakalarımın…
Üniversitenin son senesinde ve hele de işletme okuyorsanız, hangi mesleği yapacağınıza karar vermiş ya da o aşamaya gelmiş olmanız gerekir. En azından 80 model bir işletme mezunu olarak bunu yaşadım o zamanlar. Bir işletmenin finans kolunda mı, pazarlama tarafında mı, satış kanalında mı yoksa benim k.ç taraf da dediğim insan kaynakları tarafında mı olacağınız tamamen size kalmıştır. ”Adora sen ne…
Her yıl Aralık başında biri çıkar, “yılbaşı çekilişi yapacak mıyız?” diye sorar, bilmişin biri de “ya yok yaaa, ne öyle çocuk gibi..” der. Heveslilerin hevesi tek kelime edemeden kursaklarında kalır. Sonra yılbaşı haftasının havasından mıdır nedir bir bakarsınız birisi çekilişi düzenlemiş, bir avuç dürülmüş kağıt ile başınıza dikilmiş.. Yok yaa diyen abi bile çoktan sırasını savmış da, daha “sana kim…
Bir varmış, bir yokmuş. Sabahları satıp para kazanan insanlarla dolu bir dünya varmış. Uykunun en güzel saatleri, sıcacık çayla, kızarmış ekmeğe yağ bal sürülüp edilen kahvaltılar, kahvaltı masasında gazete keyifleri, güne pencereden bakarak başlayan aheste zamanlar bedeli olamayacak fiyatlara gidermiş modern insan pazarında. Hikaye bu ya, bir gün küçük, yeni yetme bir cadı girmiş kapısından bu kurumsal dünyanın, kendinden emin…
Expat (expatriate) kendi ülkesi dışında rotasyona tabi tutulan çok uluslu şirket çalışanı anlamına gelir. Bir nevi gurbetçi yani. Tüm masrafları karşılanır, çocuklarının okullarına kadar İnsan Kaynakları departmanı ilgilenir ki, geldiği ülke ile sigorta ödemeleri noktası ve diğer maaş ve ödemeleri netleştirilir. Bana şimdi deseler kalk gidiyorsun expat olacaksın, en az bir ay ruhen, bir ay da fiziken hazırlanmam gerekir. Yabancı bir…
Müşteri temsilcisi, çağrı merkezi elemanı, direkt satış temsilcisi, müşteri hizmetleri yetkilisi, call center agent (havalı olanı) gibi unvan çeşitlemesi olan, bir hizmet ya da alacağımız ürün için iletişime geçtiğimiz telefonun ucundaki ses, aracı kişi. Bazen aracı olduklarını unutup, hıncımızı çıkarmaya çalıştığımız ve sonradan lafım size değil deyip o kadar duyduğu hakareti sindirebileceğini sandığımız, “ aaa bana demiyormuş canım “ deyip…
Okul kapanır kapanmaz gittiğimiz sahil evimizde üç ay dolu dolu geçirirdik yaz mevsimini. Bendeki o tavan yapmış aidiyet duygusundan mıdır bilmem, dönüş günü geldiğinde mahsunlaşır, arabaya binip evi geride bırakırken sessizce ağlamaya başlardım arka koltukta. Matemimi yol boyunca yapardım ama kış döngümü yaşadığım eve adımımı atar atmaz bir anda halet-i ruhiyem tam tersine dönerdi. Yeni bir başlangıç, yeni bir okul…
Günümüzün büyük şehirlerinde, günümüzün kurumsal iş şartlarıyla çalışırken beyin gücü ve beden gücünü aynı anda kullanan süper kahramanlar haline geldik. Oysa ki beyaz yakalı çalışanın tanımı bedensel değil daha çok zihinsel gücüyle, masa başında çalışan işçi. Sabah gelir, bilgisayar başına oturur, çalışır, mola verir, devam eder, akşama kalkar gider. Neyse, Superman’in pelerini, Batman’in maskesi var madem; bizim de bembeyaz yakamız…