Yöneticilerin sevmediği çalışan tiplerine bir kaç hafta önce değinmiş ve gözlemlerimle belirlediğim bazı tipolojileri yazmıştım. Bugün de yöneticilerin duymayı en sevdiği sözler külliyatını edebiyatımıza kazandırarak, yöneticiler etrafında yarattığım şu kasvetli havayı dağıtayım istiyorum. Doğrusuna denk geldiğiniz zaman dünyanızı cennet eden bu arkadaşların dünyasına da siz bir kaç pembe bulut eklemek isterseniz aşağıdaki tüyolara kulak verebilirsiniz. Haydi buyrun: “Toplantı notu e-postanızda”:…
ofis halleri
Şartlar şurtlar, çalışma ortamı, haklar… Bunlardan şikayet ediyoruz aslında çoğunlukla, işimizden değil. Şartları değiştirebilseydik, daha mutlu insanlar olmaz mıydık? Şu oksijensiz çalışma ortamında bazen temel ihtiyaçlarımı karşılayamayacak kadar “meşgul”, acil işlerin efendisi gibi çalıştım. Kim bilir kaç defa “dur şunu da bitireyim gideyim” diye yerimde zıplayarak, ardından koşarak tuvalete yetiştim ve kaç defa sistit oldum bilmem. İlk beş yılımda böyleydim…
Hiyerarşi :Makamların, rütbelerin vb. önem sırası, astlık ve üstlük düzeni, aşama gözetilerek yapılan sınıflama. Anarşi: 1-Siyasal ve yönetimsel kurumlarda beliren güçsüzlük nedeniyle toplumda devlet denetiminin kalmaması durumu. 2-Karışıklık, düzensizlik. Toplumsal hiyerarşi ile tanıştığımızda, daha elinde dolaptan aşırdığı şekeri gizli gizli ama keyifle yiyeceği bir köşe arayan masum birer çocuktuk. Annemiz peşimizden ne işler karıştırdığımızı keşfetmek için uygun adım gelirken “…
Haftada en az 5 günü, günde en az 8 saati iş yerinde geçiriyoruz. Yani, uyanık olduğumuz vaktin yarısını işte tüketiyoruz. Bu sekiz saatte konsantre bir şekilde pozitif ve negatif strese maruz kalıyoruz ( Pozitif stres tabirine de hastayım; iş yerlerinde stresi ortadan kaldıramadıkları için başına pozitif koyup özenilen bir şey haline getirdiler bir de) İş hayatının yorduğu doğru. İnsanla uğraşılan…
Sabah uyanırsınız. Görüntü netleşir, rüyanın etkisi hafifler, gece seyrettiğiniz filmin jenerik müziği hafif hafif zihninizde döner; şarkının kaçırdığınız bir kaç sözü yerine buluverdiğiniz saçma sapan kelimeler komiğinize gider ama yine de içinizden söylemeye devam edersiniz. Duvarınızdaki resimlere bakıp gülümser, muhtemelen verdiğinizi düşündüğünüz 2 kiloya sevinir, geçen ay borcunu bitirdiğiniz salondaki L koltuğa gururla bakarsınız. Romantik komedi filmlerindekilere benzeyen sabahınız, çantanızın…
Benim en sevdiğim çalışan tipidir stajyerler. Onların hayatında iz bırakmanın verdiği keyif, başarılı bir sunum yapmaktan ya da üst yönetimden takdir toplamaktan daha fazla benim için. Sanırım bu nedenle üst yönetim olamıyorum : ) Neyse, bu ayrı bir yara. Pırıl pırıl, öğrenmeye heveslisi de var, tüm gün dalga geçeni de stajyerlerin. Ama bir bakın çevrenize aynılarından bol bol var zaten…
Duvarsız… Kapısız… Sınırsız… İletişime açık, zaman kaybına kapalı, hiyerarşiye uzak…mı acaba? Açık ofis, çalışandan maksimum verim alırken, iş maliyetlerini asgaride tutma üzerine kurgulanmış olan modern iş anlayışının bir getirisi. Hayatımıza (aslında “bürolarda” çalışan anne-babalarımızın hayatına) geçtiğimiz yüzyılın son on yılında girmiş bir ofis sistemi. ABD’de daha önce. Avrupa’da en önce. Psikolojik sınırları yıktığına ve katılımcı bir atmosfer yarattığına şüphe yok;…
Bir şirketin en eski departmanlarındandır muhasebe ve teknik destek. Şimdilerde muhasebe mali işlerin bir kısmısı, teknik destek de IT nin bir kısmısı olmakla birlikte, şirketin temel direkleridirler, hatta ve hatta temelidirler. Gerçekten, mübalağa değil. Bir düşünelim beraber, gelin. Bu departmanlardaki en kıdemliler, şirketin açılış töreni fotoğraflarında genel müdür kurdeleyi keserken baş hizası arkasında gördüğünüz sırıtan yüzlerdir. Şirketi onlar açmıştır ve…